"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
1. Taraflar arasındaki “itirazın iptali” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen davanın reddine ilişkin karar davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 6. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
2. Direnme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
I. YARGILAMA SÜRECİ
Davacı İstemi:
4. Davacı vekili dava dilekçesinde; taraflar arasında düzenlenen “...Döküm Fabrikaları Anonim Şirketi 2007 Yılı Satış Koşulları ve Yetkili Satıcılık Sözleşmesi” ile davalı şirketin müvekkili şirketin eski yetkili satıcısı olduğunu, anılan sözleşmenin “(A) Genel Hükümler” bölümünün 1. maddesinde “Yetkili Satıcılar, ... Döküm Fabrikaları A.Ş. (DemirDöküm) ile T. Ticaret Kanunu’nun 87. ve müteakip maddeleri gereğince ‘cari hesap’ usulü ile çalışır” hükmünün bulunduğunu, davalı şirketin yetkili satıcı olarak müvekkili şirketten almış olduğu mal bedellerinden doğmuş 4.905.585TL alacaklarından banka mektubu karşılığı olan 830.000TL düşüldükten sonra kalan 4.075.585TL cari hesap bakiyesi muaccel alacaklarının ödenmediğini, Büyükçekmece 2. İcra Müdürlüğünün 2009/41576 E. sayılı dosyası ile yaptıkları icra takibinde, davalı borçlunun borcun tamamına ve faize itirazda bulunduğunu, davalı şirketin itiraz ettiği takip konusu 35.550,26TL fatura borcunun çok üzerinde borcunun bulunduğunu, fahiş ve yasaya aykırı bir faiz talebinin de olmadığını ileri sürerek itirazın iptali ile alacağın tahsiline ve haksız itiraz nedeniyle asıl alacağın %40’ından az olmamak üzere icra inkâr tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabı:
5. Davalı vekili cevap dilekçesinde; davaya konu fatura alacaklarının, müvekkiline kiralanan E-5 karayolu üzerindeki... yanında bulunan taşınmaza ilişkin kira bedellerinden kaynaklandığını, kira alacaklarının cari hesap üzerinden takip edildiğini, davacı tarafından müvekkili aleyhine 2009 yılı Ocak ve Şubat aylarını da kapsayacak şekilde Büyükçekmece 3. İcra Müdürlüğünün 2009/19090 E. sayılı icra dosyası ile takip yapıldığını, itiraz nedeniyle itirazın iptali yönünde karar alınarak aynı icra dosyası üzerinden kiralanan taşınmazın cebri icra yoluyla tahliye edildiğini, 2009 yılı Ocak ve Şubat aylarına ilişkin faturaların mükerrer olarak icra takibine konu yapıldığını, taşınmaz tahliye edildiğinden müvekkili şirketin borcunun bulunmadığını, takip konusu kira borcunun mevcut olduğu sonucuna varılsa bile temerrüt mevcut olmadığından takip tarihine kadar faiz talep edilemeyeceğini, alacak talebi kira sözleşmesine dayandığından ancak yasal faiz talep edilebileceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkeme Kararı:
6. Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 27.03.2013 tarihli ve 2011/519 E., 2013/153 K. sayılı kararı ile; davacı tarafın kira alacağı faturalarına dayanarak icra takibinde bulunduğu, oysa söz konusu yerin... A.Ş. tarafından davacıya kiralandığı, onun tarafından da davalıya alt kiracı olarak verildiği, kira sözleşmesi kapsamında... A.Ş. tarafından davacı ve davalı hakkında icra takibi yapıldığı ve davalının taşınmazdan 31.03.2010 tarihinde tahliye edildiği, bu döneme kadar olan kira alacaklarının da tahsil edildiği, davalının kira sözleşmesinden kaynaklanan kira borcunun asıl kiralayan tarafından tahsil edildiğinden ortadan kalktığı, davacı tarafça düzenlenen faturaların davalıya tebliğ edildiğine dair belge sunulmadığı, bilirkişi raporunda tespit edildiği şekilde davacı ve davalı arasında yetkili satıcılık sözleşmesinden kaynaklanan borç alacak ilişkisi olup, davacı bu kapsamda alacaklı olmakla beraber takip dayanağını münhasıran kira alacağı faturalarına dayalı olarak yapmış olmakla, cari hesaptan kaynaklı alacak ilişkisinin itirazın iptali davası konusu dışında kaldığı, takipteki alacak dayanağıyla sınırlı olarak yapılan yargılamada da alacağının bulunmadığının tespit olunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Özel Daire Bozma Kararı:
7. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
8. Yargıtay (Kapatılan) 6. Hukuk Dairesinin 15.01.2014 tarihli ve 2013/16900 E., 2014/268 K. sayılı kararı ile; “…1-Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına, takdirde de bir isabetsizlik bulunmamasına, icra takibine konu edilen Ocak- Şubat 2009 ayları kirasının dava dışı asıl kiraya veren tarafından yapılan icra takibi ve davalı alt kiracının takibe itiraz etmesi üzerine Büyükçekmece İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2009 / 1183 Esas 2010 / 135 Karar sayılı kararı ile itirazın kaldırılmasına karar verilmek suretiyle karar altına alınmış olmasına göre temyiz eden davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı vekilinin Mart-Ekim 2009 arası aylar kira parasına ilişkin temyiz itirazlarına gelince;
İcra takibinde ve davada dayanılan ve hükme esas alınan 05.01.2004 başlangıç tarihli ve üç yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sözleşme ile asıl kiraya veren... AŞ, MM Ekinoba Mağazası'nda yer alan kiralananı davacı ... AŞ'ye kiralamış, sözleşmenin özel şartlar bölümü 6. maddesinde de, kiralananın davacının yetkili satıcısı durumunda olan davalı alt kiracıya devredilmesine muvafakat vermiştir. İşbu davanın tarafları arasında düzenlenen 01.01.2007- 31.12.2007 tarihleri arasında geçerli yetkili satıcılık sözleşmesi gereğince her ne kadar taşınmaz davacı tarafından kiralanmış ise de, kiralanan davacının yetkili satıcısı davalının tasarrufundadır. Kiracılık süreci içinde Şubat 2008- Şubat 2009 arası aylar kirasının ödenmemesi nedeniyle asıl kiraya veren tarafından işbu davanın taraflar hakkında yapılan icra takibine davalı alt kiracının itiraz etmesi üzerine Büyükçekmece İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2009 / 1183 Esas 2010 / 135 Karar sayılı dosyasında itirazın kaldırılmasına ve kiralananın tahliyesine karar verilmiştir. Tahliye kararı üzerine kiralanan cebri icra yolu ile 31.03.2010 tarihinde tahliye edilmiştir. Davanın dayanağı olan Büyükçekmece 2. İcra Müdürlüğü'nün 2009 / 41576 sayılı dosyasında da davacı, davalı hakkında 12.11.2009 tarihinde başlattığı icra takibinde Ocak – Ekim 2009 arası aylar kirasının tahsilini talep etmiştir. Takibe yasal süresi içinde itiraz eden davalı, davacıya herhangi bir borcunun olmadığını, istenen faiz oranının da fahiş olduğunu belirtmiştir. İtiraz üzerine açılan işbu davada da, kiralanan tahliye edildiğinden davacıya bir borcunun olmadığı savunmasını yinelemiştir. Taraflar arasında düzenlenmiş yetkili satıcılık sözleşmesi ve alt kiracılık ilişkisi dolayısıyla davalı, tasarrufunda bulunan ve kullanmakta olduğu kiralanana ilişkin kira paralarından davacıya karşı sorumludur. Yargılama sırasında davalı, her ne kadar kiralananın tahliye edilmesi nedeniyle davacının kendisine kira parasına ilişkin fatura düzenleyemeyeceğini iddia etmiş ise de, davalının kira parasından sorumluluğu kiralananın tahliye edilmesine kadar devam eder. Kiralanan da, asıl kiraya verenin yapmış olduğu icra takibi ve icra hukuk mahkemesinden alınan tahliye kararı ile 31.03.2010 tarihinde tahliye edilmiş olduğundan, takip tarihine kadar kira paralarına ilişkin yükümlülüğü devam etmektedir. Bu durumda mahkemece davalının faiz oranına ilişkin itirazları üzerinde de durularak Mart- Ekim 2009 arası aylar kira parası yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile istemin ret edilmesi doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir..." gerekçesi ile karar bozulmuştur.
Direnme Kararı:
9. Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 03.09.2014 tarihli ve 2014/266 E., 2014/436 K. sayılı kararı ile; önceki gerekçe tekrar edilmek suretiyle direnme kararı verilmiştir.
Direnme Kararının Temyizi:
10. Direnme kararı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
II. UYUŞMAZLIK
11. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; kiralanan taşınmazın 31.03.2010 tarihinde tahliye edildiği somut olayda, davalının kiralananın tahliyesine kadar döneme ilişkin kira bedellerini ödeyip ödemediği, buradan varılacak sonuca göre davalının faiz oranına ilişkin itirazları üzerinde de durularak Mart-Ekim 2009 arası aylar kira parası yönünden davanın kabulüne karar verilmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
III. GEREKÇE
12. Uyuşmazlığın çözümü açısından öncelikle kira sözleşmesinin hukuksal niteliğinin açıklanmasında yarar vardır.
13. Kira sözleşmesi kiraya verenin bir şeyin kullanılmasını veya kullanılmasıyla birlikte ondan yararlanılmasını kiracıya bırakmayı, kiracının da buna karşılık kararlaştırılan kira bedelini ödemeyi üstlendiği sözleşmedir. Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere kira sözleşmesi karşılıklı edimleri içeren bir sözleşmedir.
14. Başka bir anlatımla kira sözleşmesi, bir bedel karşılığında geçici bir süre için tarafa veya başkasına ait taşınır veya taşınmaz malın veya bir hakkın kullanımını sağlayan sözleşmedir. Kira sözleşmesi karşılıklı iradelerin birleşmesi suretiyle oluşur. Kira sözleşmesinin tarafları, kiraya verilen maldan bedel karşılığı yararlanan kiracı ile yararlanmaya razı olan kiralayandır.
15. Kira sözleşmesinde kiracının asli edim yükümü, kira bedelinin ödenmesi; kiraya verenin asli edim yükümü ise, kiralananı kira süresince kiracının kullanımına hazır bulundurmasıdır. Kira sözleşmesinin düzenlendiği tarihte yürürlükte bulunan mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu (BK)’nun 249. maddesine göre [6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (TBK) m. 301] “Mucir, mecuru akitten maksut olan kullanmağa salih bir halde müstecire teslim etmek ve icar müddeti zarfında bu halde bulundurmak ile mükelleftir.” Kiraya verenin teslim borcunu yerine getirmesi tek başına asli edim yükümlülüğünü yerine getirmesi anlamına gelmemekte olup sözleşme süresince de kiralananı kullanıma elverişli bir şekilde bulundurmakla yükümlüdür.
16. 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 257. (6098 sayılı TBK m. 313) maddesine göre “Müstecir kirayı akit ile yahut mahalli adet ile muayyen olan zamanda tediyeye mecburdur.” Kira bedeli kiraya veren için bir semere olup, kiracının, kiralananı kullanmasına karşılık olarak, belirli tarihlerde kiraya verene ifa etmeyi taahhüt ettiği bir edimdir. Kiracı, aksine sözleşme ve yerel âdet olmadıkça, kira bedelini ve gerekiyorsa yan giderleri, her ayın sonunda ve en geç kira süresinin bitiminde ödemekle yükümlüdür. Kira bedelinin ödenmesi konusunda sözleşmede bir hüküm bulunması hâlinde sözleşmedeki hükme göre hareket edilir.
17. Bu aşamada itirazın iptali davası ile ilgili açıklama yapılmasında fayda bulunmaktadır.
18. Takip alacaklısı tarafından ödeme emrine süresi içinde itiraz etmiş olan takip borçlusuna karşı açılan itirazın iptali davası, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Anılan maddeye göre, bu davanın açılabilmesi için; ilamsız takip yapılmış olması, borçlunun bu takibe itiraz etmesi, alacaklının itirazın kaldırılması için icra mahkemesine başvurmaması ve itirazın alacaklıya (davacıya) tebliğinden itibaren alacaklının bir yıl içinde mahkemeye başvurmuş olması gerekmektedir. İtirazın iptali davasının konusu, icra takibine konu edilen alacaklar olup, davanın amacı ise itirazla duran takibin devamını sağlamaktır. İtirazın iptali davası, yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabîdir. Davalı borçlunun icra dosyasında ileri sürdüğü itirazlar dışındaki itirazlarını da bu dava içinde ancak cevap süresi içinde ileri sürmesi olanaklıdır. Eğer cevap süresi içinde davalı/borçlu diğer itirazlarını ileri sürmezse mahkeme bunları kendiliğinden göz önüne alamaz, takibe itiraz edilirken bildirilen sebeplerle sınırlı araştırma yapmak durumunda kalır.
19. İtirazın iptali davası yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabî olduğundan; ispat külfeti normal bir alacak davasındaki ile aynıdır. Ancak her iki dava ispat yöntemleri ve hukukî sonuçları bakımından farklılıklar göstermektedir. Bu bağlamda belirtmek gerekirse; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 190. maddesi gereğince ispat yükü kanunda özel düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukukî sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Bu genel kuralın dışında bazı hâllerde kanıt yükü yer değiştirerek davalı tarafa geçer. Davacı ya da davalı iddiasını ya da savunmasını HMK’da belirtilen hükümlere göre ispat etmelidir. Buna göre yapılacak yargılama sonucunda mahkemece verilecek karar ya davanın kabulü ya da reddine yönelik olacak; ancak takibin iptali ya da devamı hükmünü de içerecektir.
20. Bu açıklamalar da göstermektedir ki, itirazın iptali davası, icra takibine sıkı sıkıya bağlı; itiraz üzerine duran icra takibinin devam edebilmesini sağlayan ve takip hukuku içinde olmakla birlikte, maddi hukuk ilişkisinin incelenerek uyuşmazlığı kesin hükümle sonuçlandıran bir davadır. Davanın takibe bağlılığı alacağın miktarı bakımından söz konusu olduğu gibi alacağın kaynağı bakımından da geçerlidir.
21. Yapılan açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davacı ile dava dışı... Türk T.A.Ş. arasında, icra takibine konu olan ve hükme esas alınan 05.01.2004 başlangıç tarihli ve üç yıl süreli kira sözleşmesi bulunmaktadır. Sözleşme ile asıl kiraya veren... Türk T.A.Ş.’nin MM Ekinoba... Mağazası'nda yer alan kiralananı davacı ...Ş.'ye kiraladığı ve sözleşmenin özel şartlar bölümünün 6. maddesinde, kiralananın davacının yetkili satıcısı durumunda olan davalı alt kiracıya devredilmesine muvafakat verdiği anlaşılmaktadır. Her ne kadar taşınmaz davacı tarafından kiralanmış ise de, davacı ile davalı arasında düzenlenen 01.01.2007 - 31.12.2007 tarihleri arasında geçerli yetkili satıcılık sözleşmesi gereğince kiralanan davacının yetkili satıcısı olan davalının tasarrufundadır. Davalının kira süreci içerisinde 2008 yılı Aralık ile 2009 yılı Ocak ve Şubat ayları kira bedellerini ödememesi nedeniyle asıl kiraya veren... Türk T.A.Ş. tarafından davacı ve davalı hakkında yapılan icra takibine davalı alt kiracının itiraz etmesi üzerine Büyükçekmece İcra (Hukuk) Mahkemesinin 2009/1183 E., 2010/135 K. sayılı kararıyla itirazın kaldırılmasına ve kiralananın tahliyesine karar verilmiştir. Tahliye kararı üzerine kiralanan cebri icra yolu ile 31.03.2010 tarihinde tahliye edilmiştir. Davanın dayanağı olan Büyükçekmece 2. İcra Müdürlüğünün 2009/41576 E. sayılı takip dosyasında davacı, davalı hakkında 12.11.2009 tarihinde başlattığı icra takibinde 2009 yılı Ocak ayı ile 2009 yılı Ekim ayları arasındaki kira bedellerinin tahsilini talep etmiştir. Takibe yasal süresi içerisinde itiraz eden davalı, davacıya herhangi bir borcunun olmadığını, istenen faiz oranının da fahiş olduğunu beyan etmiştir. İtiraz üzerine süresi içinde açılan eldeki itirazın iptali davasında da, kiralanan tahliye edildiğinden davacıya bir borcunun olmadığı savunmasını yinelemiştir. Davalı, taraflar arasında düzenlenmiş yetkili satıcılık sözleşmesi ve alt kiracılık ilişkisi nedeniyle, tasarrufunda bulunan ve kullanmakta olduğu kiralanana ilişkin kira bedellerinden davacıya karşı sorumludur. Yargılama sırasında davalı, kiralananın tahliye edilmesi nedeniyle davacının kendisine kira bedeline ilişkin fatura düzenleyemeyeceğini iddia etmiş ise de, davalının kira bedellerinden sorumluluğu kiralananın tahliye edilmesine kadar devam eder. Kiralanan, asıl kiraya veren... Türk T.A.Ş.’nin yapmış olduğu icra takibi ve icra hukuk mahkemesinden alınan tahliye kararı ile 31.03.2010 tarihinde tahliye edildiğinden, tahliye tarihine kadar kira bedellerine ilişkin yükümlülüğü devam etmektedir. Bu nedenle mahkemece, davalının faiz oranına ilişkin itirazları da değerlendirilerek 2009 yılı Mart ayı ile 2009 yılı Ekim ayları arasındaki kira bedelleri yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekir.
22. Hâl böyle olunca; mahkemece, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulması gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
23. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
IV. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA,
İstek hâlinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine,
Aynı Kanun’un 440. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren on beş gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02.11.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.